Radiohead - Reckoner
Radiohead şarkılarının çağrıştırdıkları üzerine apayrı bir blog açılabilirlik ve fakat bu şarkıların çoğunun kapalı anlamlarından ötürü hiçbir zaman onları yazanın gözünden görememek gibi bir olgu var şu dünyada. Nasıl bir dünyada yaşadığını bir türlü kavrayamadığım insanlar onlar. O dünyalarında rengarenk sahnelere çıktıklarında, bir Ağustos akşamı onları izliyorken kendime bağıra çağıra bu grubu ne kadar çok sevdiğimi gülerek, ağlayarak artık öfori krizinin doruğunda uyuşmuş halde ve vücudumun nasıl tepki vereceğini şaşırdığı o iki saatte sürekli tekrar ettim durdum mesela. Ama birileri sorsa ne diyor bu adamlar bu şarkıda diye, öyle bakarım, anlatırım kendimce bir şeyler ama herhalde. Az değil, hayatımın yarısını en çok onları severek geçirdim; bir bu kadarını daha geçirebilirim hatta.
Diğer çoğu Radiohead şarkısında olduğu gibi Reckoner için de durum aynı benim gözümde. Anlamadığım bir dilde yazılsaydı, bu şarkıyı yine aynı hislerle dinlerdim ve aynı şeyleri düşünürdüm diyorum bunun için de. Bu şarkıdan aldığım tadı nasıl açıklayabilirim bilmiyorum. In Rainbows çıkalı kaç sene oldu (2 sene olmuş (!) ) ve ben ancak o Ağustos gecesi bu şarkının benim içimdeki odasına girme şerefine eriştim. Ellerimi kaldırıp şarkının sözlerini anlamlarını kendi içimden çıkararak ağzımı yaya yaya, önümde ışık şelalesinin önünde söylüyorken "Sanırım hayat hep böyle geçmeli" diye düşündüm. O odanın içinde, bir gün bir yerlerde hakikaten doğru bir şey yaptığımda hissedebileceğim o her şeyimle kendim hisine büründüm. O sırada bana "Bizce şimdi Avada Kedavra büyüsü yapabilirsin buradaki 17bin kişiye" deseler "Evet ya, bence de" der, beni ben yapan her şeyi bir araya getirir, herkesi sonsuzluğa uçurabilirdim mutlu ve umursamaz bir halde. Veya bir Expelliarmus'la Thom'un mikrofonunu kapabilirdim bile kim bilir.
O halde madem bu kadar bütün olunabiliyor bu şarkıda, öldürmek istediğimiz birine, çok sevdiğimiz o adama, nefret ettiğimiz o kadına karşı eylem vakti geldiğinde arkamızda bin atlı gücündeki şarkı olarak atıyorum Reckoner'ı izninizle. Ayrıca dikkat çekmek istediğim bir nokta ise önceki yazımda neredeyse Gönül İşleri Bakanı ilan ettiğim La Ritournelle'in gitarla yaptığı melodik büyünün aynısının Savunma Bakanı olarak ilan edebileceğim Reckoner'in içinde gizli olmasıdır. Hatta o kadar aynı ki şaşırmak için şaşı bakmaya bile gerek yok.
Artık yavaştan kabineyi böyle böyle toplayıp, ülke kurmak lazım.