The Besnard Lakes - For Agent 13





Can sıkıntımın ve hastalığımın peak ettiği birkaç saat önce Young People Fucking adında eğlenceli bir film izleme vaadiyle kendimi kandırmıştım. Beş çiftin seks yapmadan önce, yaparken ve yaptıktan sonraki hallerini gösteren bir filmdi ve ne kadar insanın ruh halini bozabilirdi değil mi? Ama işte öyle olmadı.

Eski sevgililer vardı filmde. Onların sevişme sahnesindeki duygusallık düzeyi, üzerine bu şarkının arkada çalması... Daha ne kadar canımı acıtabilirdi bir orgazm sahnesi diye düşünüyorum da, sanırım sorun bende.
Aslında sorun bende değildi bir zamanlar, bu şarkıdan kısa süre önce. Hayatım olanca normalliğinde devam ederken, bir gün 13leri çok sevmemi sağlayan sebebim, 13lerden nefret etmemi sağladı. Daha doğrusu kim ne yaptı artık anımsamıyorum. Hemen sonrasında hatırladığım bir şey bu grubu ve şarkıyı keşfedişimdi. Şarkının içimde açtığı herhangi bir yara yok zira zaten delik deşik olan ruhumun içinde kendine uygun bir köşe seçti ve kuruldu. O çaldıkça ben ağladım, ben ağladıkça o çaldı. Böyle korkunç bir birbirini tamamlama hali içindeyken, merak ettiğim şey bir şarkının cümlelerimi nasıl böylesi bir ustalıkla çalmış olduğuydu. Şarkının sözlerinin benim bu şarkıyla ilgili tüm anılarımı ve hislerimi yansıtabiliyor olmasından dolayı daha fazla söz etmek istemiyorum. Yeteri kadar self-explanatory zaten her şey. Sonra o videosunu izletti bana. Beni unufak hale getirmektense, kırmayı tercih eden bu şarkı ve o, artık istediklerinin tam tersini yapmışlardı. Aferin size.

***Bu kısım spoiler içeriyor filmle ilgili. Yani köprüden önceki son çıkış. Ya şarkıyı dinlemeye başlayın veya başladıysanız devam edin ve bu paragraf yokmuş gibi davranın, ya da spoiler meraklısıysanız okuyun ve şarkıya anlam üzerine anlam katın:

İki eski sevgili arkadaş olarak yemeğe çıkarlar. Sonrasıysa malum, eve gelince değişen işler. Kızın umursamaz tavırları "You're over me, aren't you?" şeklindeki iğneleyici ve uzaklaştıran tavırları. Tam bunun üzerine adamın "Of course, I am" deyişi ve kızın elbisesini aşağıya indirirken, kızın yüzüne odaklanan kameranın o donuk ifadeyi, orada olmayan o gözleri gösterişi (o gözler çok tanıdık). Kızın durumu toparlayışı... Sonra yatakta sevişirken kızın aynı tavırlara devam etmesi, adamın rahat hareketleri, sevişmeye ara verdiklerinde içeriye şarap getirmeye giden kızın ardından, adamın yataktan kalkıp çerçevenin üzerinde eğreti duran bir fotoğrafı kaldırması ve ikisinin fotoğrafını bulması, gülümsemesi, yüzündeki gülümsemenin tek ifadesinin hüzün olması... Sonraysa sevişirken çalan bu şarkı, artık o noktadan sonra her şeyin sessizce değişmesi ve böyle bir filmde bu şarkının beni bulması. Yatakta orgazm sonrası sigara içmek ve birbirine sırtını dönüp uyumak yerine birbirini öpmeye devam eden iki eski sevgili. Arkada bu şarkının sözleri...

"my baby, don't go
I never meant to feel that way
my baby, don't go
to be so haunted by a touch
my baby don't go
I'll play it back every day

my baby, don't go
nothing is fair in love and war
my baby, don't go
I'll write you a love song
my baby, don't go
I'll love you whenever I'm wrong"

Şarkı baştan sona yalvarıyor gitme diye. Ama adam gidiyor tereddüt etse de, kapının önüne şarap kadehini bırakarak. Kızsa kapının önünde "belkigerigelirnöbeti"ni daha kısa tutuyor artık. Gözleri ve burnu kırmızı diyor ki:

"he messed up
forsaking our love

it's your life and it's your love"

Gülüp geçilecek anları çekilmez hale getiren böyle de aşağılık bir şarkıdır bu işte. Öyle.

4 dinleyen:

Adsız dedi ki...

o kadar güzel betimliyorsun ki hislerini şarkının önüne geçiyor.
yani paylaştığın şarkıları dinlemeden sevebiliyorum :)

divina dedi ki...

Çok teşekkür ederim ;) ama o şarkılar olmasa ne hisseder ne de yazardım herhalde. "Ahbuşarkılarıngözükörolsunculuk" yapmak istiyorum tam bu noktada :)

pudra dedi ki...

bu filmi çok yarım yamalak izledim ama söz verdim kendimi ivedi şekilde layıkı ile odaklanarak izlicem.ama senin şu bahsettiğin kadehli kısım beni de çarpmıştı. garip oldu şimdi.

divina dedi ki...

İzleyiniz tabii, o kadar vurucu ki o sahneler de :/ Canımı yaktı geçende yine bir baktım da.